İnerken merdivenlerden ağır ağır,
Bir ömrün hüzünlü bitişi gibiydi.
Gece kör, sokaklar ıssız, kaldırımlar soğuk
Yorgun kalbin sanki son atışı gibiydi.
Niçin bu acele? Fani dünyada kim kalır?
Ceylanın avcıdan kaçışı gibiydi.
Eş, dost acı haberi tez alır.
Dünyaya veda eden bakış gibiydi.
Sedyeye uzanan yorgun beden
Yıllarca sürecek yatış gibiydi.
Camide okunan Fatihalar, Yasinler
Melekler yurduna akış gibiydi.
Gurbet ellerde geçen koca bir ömür,
Seccadendeki desen, nakış gibiydi.
Ekimin yedisindeki hastane havası
Ne ilkbahar ne güz, Zemherideki kış gibiydi.
Cümle müminler helallik verdiler.
Hakka uzanan niyaz, yakarış gibiydi.
Dünya mülküne verdiğin değer
Müflis tacirin yaptığı satış gibiydi.
Tabutu omuzlayan mahşeri kalabalık
Gönülden gönüle akış gibiydi.
Senden sonra mahzun kalan Mushaf’ın,
Rabbin Cennetine varış gibiydi.
Ne İbadet, ne de bir kul borcu,
Hepsi tamamdı bu böyle biline.
Dünya bir han, her insan yolcu,
Salih bir kula, iftira atış gibiydi.
5.10.2009
Üzeyir ÇELİK
celikcelik70@hotmail.com